Gün geçmiyor ki bu caddede bir gariplik yaşanmasın. Sanırım iki senedir bu ofisteyiz. Patronun akrabasının ofisi, yarrak gibi yer fakat işler kötü diye takılıyoruz işte burada. Günde iki kere zilimiz çalıyor ve kimse ses vermiyor. Anahtarını unutan bizim kapının ziline basıyor. Dış kapıyı açıp, ön kapıdan merdivenlere bakıyoruz, zile basan yavşak yanımızdan geçip gidecek. Bir özür dileyeyim, kusura bakmayın diyeyim yok orospunun evladında. Siz mi bastınız deyince, “evet ya anahtarı unutmuşuk o yüzden” diyor piçin çocuğu. Eee? lan? ananın amcığı ben senin kapı görevlin miyim orospu evladı? Amcık ağızlının biri gidiyor bizim şalteri indiriyor. Üstüne kocaman şirketin ismini yazdığım halde yapıyor bunu. Anlamadılar herhalde diye üstüne daire no da yazdım ama ısrarla indirmeye devam ediyor. Yakalıyorum herifi “lan ne indiriyon şalteri” diyorum, herif bizim elektrikler gitti de o yüzden diyor. E ananın amı? senin elektriklerin gittiyse bunlarında mı gitsin diyorsun ne diyorsun. Pezevengin biri uydunet kutusuna giden şalteri indirmiş geçen, lan internet yok diye uydunete fırça atıyoruz, meğer orospu çocuğu yine içimizdeymiş.
Peki mevzu bunlarla bitiyor mu? Tabi ki hayır, çünkü sadece apartmandan bahsettim. Bu caddede her an kavga etme, dayak yeme hatta öldürülme potansiyeliniz dahi var. Amına kodum rent a carcıları günlük olarak neredeyse kavga ediyor. Tantunici yanındaki kebapçıya, neden buraya kebapçı açtın deyip saldırıyor, yetmiyor kebapçıya dükkanı kiralayan emlakçıya palayla falan saldırıyor. Sebep? dükkanı neden kebapçıya kiraladın şeklinde. Be amına kodumun sen zaten tantunicisin o kebapçı adamdan ne istiyorsun sen? Senin olayın ayrı onun olayı ayrı.
Geçenlerde yine yan yana komşu olan bu araba kiralayan piçler kavga etti. Ama kavga dediğime bakma, herifler birbirini linç etti amına koyayım. Kafasında sandalye, tabure parçalanan adam, satırı omzuna yemiş adam falan var. Kavgadan sonra 7-8 ambulans falan saydım ben. Bende bu kavgaları görüp, ayırayım falan diyorum. Bak kavga oluyor, üç tane polis var, polisler ekip çağırıyor. Elinde, kadınların sapıklardan falan korunmak için kullandığı biber gazından var, onu sıkıyor polis. Bir de asortik sıkıyor ki, amına kodumun oğlu sanki, banyodan havluyu sarıp çıkmış da, deodorant reklamında oynuyor. Utanmasa “i feel good” şarkısını söyleyecek pezevenk.
Klasik bir park kavgası da oluyor her gün genelde. Fakat onlar çok uzamıyor, yani diğer, sandalyeli, tabureli, palalı, satırlı kavgaların yanında biraz naif kalıyor. Hayır bahsettiğim yerde, Bursa’nın işlek caddelerinden bir tanesi, öyle varoşlar falanda değil pek.
İşte tüm bunların sebebi, aynı kültürden olmayan/gelmeyen, her birinin farklı çıkarı olan ve bir arada yaşaması mecbur olan insanlardan kaynaklanıyor. Akp bu konuda herhalde bir eksiklik hissetti ki, araya birde Suriyelileri serpiştirdi. Bursa en az Suriyeli yaşayan şehirlerden bir tanesi olmasına rağmen, adım başı Suriyeli görebiliyoruz. Ben sana savaştan kaçan insanlara yardım etme demiyorum, ama bu işi bir plana göre yap diyorum. Amına kodum Norveç’inde 100 tane mülteci alınacaksa bile adamlar plebisit yapıp halka danışıyor. Bunlar iki milyon aldı hala almaya devam ediyorlar.
Netice itibari ile yarrak gibi bir ülkenin, göt gibi bir şehrinde, amına kodum çocuklarının olduğu bir semtte, her gün aksiyon yaşanan bir caddede çalışmak zorunda kalıyorum. Hiç sıkıntım yokmuş, ana avrat küfürün, bağırışın çağrışın arasında bir şey öğrenmek ve iş yapmaya çalışıyorum. Eskiden böyle değildi buralar, tebrik ederim her yerin anasını bu derece sikmek büyük başarı.
Mevzu yine akp’ye dayandı da şöyle bitireyim. Sizinde, size oy vereninde, oluşturacağı milli iradenin ta taallukatını sikeyim..