Geç tanıştım ben bu adamla. İnsanı düşsel bir yolculuğu çıkartıyor.  Gerçek bir müzisyen. Şu adamı dinlerken kapat gözlerini, ne hayal kurmak istiyorsan onu kur.  İstersen canlı dinlediğini düşün, konserdesin gibi, istersen yanında söylüyormuş gibi. Müzik bittiğinde ayağa kalkıp alkışlama isteği uyandırır. Canın sıkkınsa sığın bu limana.  Ruhuna dokunacak bu adam, belki seni beni aşık edecek birilerine. Aşıksan belki daha da çok perçinleyecek sevgini.  Sinirliysen sakinleşmeni sağlayacak. Bazen 2 saatlik youtube videosunu açıp, 4 saat dinle. Ama gün aşırı bir kaç doz almayı da unutma. Hüzünlenmek istiyorsan hüzünlendirecek, uyumak istiyorsan uyutacak, rahatlamak istiyorsan rahatlatacak. Bazen güneş doğarken veya batarken dinle ki daha çok anlam katsın dinlemene.

Özellikle Valse mükemmel ama bir de klibi de mükemmel. Herifin tarzı da mükemmel. Ağzında sigara, kapişonlu bir mont, tuşları sararmış bir piyano. Bugüne kadar aşılanan “piyano çalmak aristokların işidir” mottosunu yıkıyor adam sanki. Sigarayı öyle güzel içiyor ki, yeni bıraktıysanız canınız çok çeker. Sigarayı içmek değil, yemek isteyebilirsin bazı bazı. Küfür etmek gelir içinden ama kıyamazsın. Tam sıkıldım derken, şarkının başını duyup tekrar dinlemek istersin.